30 Ekim 2009 Cuma

Cezalar Belli Oldu

TFF, Fenerbahçe Galatasaray maçında çıkan olaylar ile ilgili cezaları açıkladı.

Fenerbahçe 2 maç seyircisiz oynama cezası, Galatasaray 20 000 TL para cezası aldı.

Bilica, maç öncesinde Arda'ya yumruk attığı için, Keita, Carlos'a attığı yumruktan dolayı gördüğü kırmızı kart için 3'er maç ceza aldı.

Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Ankaragücü maçlarını seyircisiz oynayacak.

27 Ekim 2009 Salı

Derbi'nin Senaryosu Aynı

Derbi'nin sonucu 10 yıldır değişmiyor, bu yıl da değişmedi. Ancak başlıktaki "senaryo" başka senaryo. Önce maçı analiz edelim.
   

Reijkaard, ilk defa Fenerbahçe - Galatasaray derbisine çıktı. Daum ise, zaten bu ezeli rekabetin kurdu. Maç içerisinde yapılan değişiklikler sebebiyle Reijkaard eleştiriler aldı. Daum ise, Kazım'ı forvette oynatarak "dahi"(!) oldu. Aslında böyle miydi ?

Reijkaard için, Baroş'un maçın başında sakatlanması, planlarını ciddi anlamda bozdu diyebiliriz. Nonda şuanda Baroş'tan daha fazla gol atmış durumda. Ancak bu onun, Fenerbahçe maçının adamı olmadığı gerçeğini değiştirmez. Çünkü Nonda, daha ağır bir santrfor. Defansın arkasına sarkma konusunda Baroş, Fenerbahçe maçında kalabilseydi, maçın seyri farklı olabilirdi.

Ayrıca, Elano yerine Arda-Kewell değişikliğinde Reijkaard'ı eleştirebiliriz. Elano'nun maç boyunca vasatın altında bir performans gösterdiğini Reijkaard'ın göremediğini zannetmiyorum. Kaldı ki, haftaiçi oynanan Bükreş maçında Arda sonradan bile oyuna dahil olmadı, Fenerbahçe maçı düşünülerek. Yorgun da olmayan bir Arda'nın oyundan alınması hataydı.



Daum'un Kazım'ı forvette oynatması, neden spor yazarlarını bu kadar şaşırtmış ve Daum'un dahi olmasını sağlamış bir hareket gibi gösterilmiş, anlam veremedim. Kazım, haftaiçi Bükreş maçında da Semih ve Guiza'nın sakat olmasından dolayı bu mevkii de oynamıştı. Aradan sadece 2 tam gün geçmiş ve sakatların oynayabileceği belirtilmiş, kadroya da alınmışlar. Sadece 2 günde iyileşen bir futbolcunun, 90 dakikayı çıkarabilecek düzeye gelmiş olması imkansız. Hazır 3 gün önce denenmiş ve verim alınmış bir forvet Kazım varken, neden böyle bir riske girilsin. Bu hareket son derece normaldi ve bunu yapmak için dahi olmaya gerek yok.




Carlos'un güreşçiliği, Keita'nın boksörlüğü herkesi şaşırttı. Maçın 74. dakikasındaki bu kırmızı kart, Galatasaray'ın maçtan puan çıkarmasına engel olan olaydı diyebiliriz. Keita'nın kırmızı kartından sonra o bölge için oyuna Aydın Yılmaz gibi genç ve derbinin havasını kaldıramayacak kadar tecrübesiz bir oyuncu oyuna alındı. Son dakikalara doğru ceza sahasının içinde önünde kalan topu dışarı gönderen Aydın'ın yerinde Keita olsaydı, top çok daha farklı yerlerde olabilirdi.



Sonuçta yine kazanan Fenerbahçe oldu. Maçın ilk yarısında Fenerbahçe'nin, daha derli toplu, ne yaptığını bilen bir futbolla, maçı istediğini gösterdi.
2. yarı golü erken bulması gereken Galatasaray'dı. Ancak bunu Fenerbahçe yaptı. Hem de penaltıyla(!).



Maçtan bir gece önce, Show Tv'de son 15 yılın Fenerbahçe - Galatasaray derbilerini izledim. Dikkatimi çeken şey, maçların %90'ında Galatasaray'ın kırmızı kart görmesi ve Fenerbahçe'nin penaltı kullanmasıydı. Bu derbide de bir kırmızı kart ve bir penaltı var. Kırmızı karta kimsenin diyecek bişeyi yok. Lâkin, penaltı için, klasik bir Alex düşüşüyle, güzelce kazanılmış bir penaltı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Alex iki ayağını birleştirip, omzunun üzerine düşüyorsa - ki bunu sıklıkla yapıyor- bu Alex düşüşü veya Alex'in kendini yere bırakış biçimidir. Bu kanıya sadece Alex'in ayaklarını birleştirip, kendini yere bırakmasıyla varmıyorum. Pozisyon, 10 kusurlu hareketten herhangi birini içermiyor. Leo Franco, topu kaçırdı. Ancak ne Alex'in bacaklarına sarıldı, ne de ayağını tuttu. Bu yüzden penaltı değil.

23 Ekim 2009 Cuma

Bükreş'in Fethi

Önce Fenerbahçe, Sonra Galatasaray. Biri Steaua Bükreş'i, diğeri Dinamo Bükreş'i yendi. Galatasaray zaten liderdi, Fenerbahçe'de liderlik koltuğuna oturdu, keyifler dört köşe oldu.



Alex, Guiza ve Semih'ten yoksun Fener, Özer Hurmacı'yla, forvetteki Kazım'la, deplasmanda galip gelmesini bildi. İlk yarı Fenerbahçe'nin üstün oyununa rağmen 0-0 sonuçlandı.




59. dakikada golün hazırlanışında, Özer'in Carlos'a attığı pas, görülmeye değerdi. Kazım, forvet sıkıntısı çeken Fenerbahçe'ye 3 puanı getiren golü attı. Romanya ekiplerinin hep ters gelen tarafı bu kez işe yaramadı ve Fenerbahçe kazanıp liderlik koltuğuna oturdu. Sheriff'in evinde Twente'yi 2-0 yenmesi de dengeleri Fenerbahçe lehine değiştirdi.




Galatasaray da içerde Bükreş'i fethetti. 1 ay önceki Galatasaray geri döndü ve 4-1'lik skorla liderliğini korudu. Arda ve Baroş'un yedekler arasında başladığı maçta, 32 de Kewell, 42 de Nonda, Reijkaard'ı soyunma odasına rahat gönderen golleri attı.




2. yarıya da golle başladı Galatasaray. Keita'nın ortasında Nonda'ya boş kaleye topu göndermek kaldı. Bu golden 10 dakika sonra alkışlarla çıkan Keita, yerini Aydın Yılmaz'a bıraktı. O da, ilk pozisyonunda rakibini ceza sahasında zor durumda bıraktı. Rakibi çaresiz Aydın'ı yere düşürmek zorunda kaldı. 58. dakikada Elano, bu pozisyondaki penaltıyı gole çevirince skor 4-0 oldu. Skorun rahatlığıyla rehavete kapılan Aslan, bir de gol yedi, arkasından defansında tehlikeli pozisyonlarla karşı karşıya kaldı. Ancak 4-1 lik skorla gruptaki liderliğini sürdürdü. Grubun diğer maçında, Panathinaikos, evinde Sturm Graz'ı zorlandığı maçta penaltı golüyle 1-0 yendi.

Bu hafta, Avrupa'da başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Bütün takımlarımızın puan aldığı bir Avrupa haftası, uzun zamandır görmediğimiz birşey. Beşiktaş 1, Galatasaray ve Fenerbahçe 3'er puan alarak, güzel bir hafta izletti ülkeye.

Gelelim haftasonuna. Derbi var. 2 Bükreş ekibini deviren Fenerbahçe ve Galatasaray, Saraçoğlu'nda kozlarını paylaşacak. Taraftarlar için Avrupa maçlarından daha heyecanlı dakikalar yaşanacak. Maçın ibresi, ortada duruyor. Keyifle izleyeceğimiz bir maç olması ümidiyle.



Değinmeden geçemeyeceğim. D-Smart'ın yaptığı bu işe ne demezsiniz ? Maçı katleden bir görüntü. Tam bir D-Smart - Digiturk savaşı. Spiker Emre Tilev ise ağlayan çocuk misali, maçı anlatmayı bırakıp, "yasal olan diğer dijital yayınlardan yasal olmayan şekilde maçı yayınlıyorlar, ordan izlemeyin gelin d-smart'tan izleyin.". Şaka gibi. Evimde Smart yok, Digi var. E hazır maç da var. İzlemiyim mi yani ? Kalkıyım şimdi Smart mı alıyım akşam akşam ?

Resmen kavgaya dönüştürdüler. D-Smart, Digiturk'un kodunu, ekrana koyup, sonra o kodu engelliyor. Digiturk, yedek kod üretip, tekrar yayını alıyor. Üzerine siyah bant çekiyor. D-Smart, kodu ekranın ortasına alıp, tekrar engelliyor. Maç, Steaua Bükreş - Fenerbahçe maçı olmaktan çıkıp, D-Smart - Digiturk maçı haline döndü. Digiturk altyazı geçiyor. Yayınlanan kanal ve program sözleşmeye uygundur vs. İlk yarı böyle bitti. 2. yarı ekranın ortasında kocaman bir D-Smart logosu. Maçı görebilen var mı ? Yok. Madem maçları aldın, böyle de çirkeflik yapacaksın, koy D Spor'a kimse izledim izleyemedim diye saç baş yolmasın. Sen de yayınlardın yayınlayamazdın diye çamur yapma.

Madem düştün böyle bir hataya. Maçın ortasında böyle bir rezilliğe niye giriyorsun. Maç bitsin, sen de git mahkemeye, hakkını çatır çatır ara. Seyircinin ne günahı var ?

22 Ekim 2009 Perşembe

Kurt Elimizden Kaçtı

Beşiktaş bugün malesef puan yada puanlar için değil, sadece puan için oynadı. İlk 15 dakikada Wolfsburg'un çok ciddi baskısı vardı. Ancak Rüştü, gerçekten çok özveri gösterip, o baskıdan gol yemeden çıkmayı başardı.

Holosko için biçilmiş kaftandı bu maç. Ama yoktu. Nihat'ın haftasonu gol atmış olması, onu hırslandırmış. Bobo'da kıpırdanmalar var. Ama, Beşiktaş için her zaman sorunlu oyuncu. Ne zaman transfer dönemi yaklaşır, Bobo oynamamaya başlar.



Ernst, hatasız oyununu sürdürüyor. Ne de olsa Alman disiplini var. Fink'te yavaş yavaş alışmaya başladığına dair ipuçları gösteriyor.



Grafite'nin oyundan atılması, 0-0 bitmesine rağmen çok önemli. Beşiktaş, hem son 15 dakikayı rahat oynadı. -Ki bu 15 dakikada gol bulup 3 puan da alabilirdi. İnönü'de oynanacak olan Wolfsburg maçında Grafite'nin olmaması da çok önemli. Beşiktaş'ın toparlanma sürecinin eğimi düşük olsa da, hissedilmekte.



Beşiktaş oynamaya başladı. Önündeki Fenerbahçe - Galatasaray derbisi, lig için önemli bir avantaj getirecek. Ama biz Şampiyonlar Ligi'nde alınan 1 puanın değerine bakalım. Bu 1 puan, İnönü'de ki Wolfsburg maçıyla daha da değerlenecek. ManU'nun CSKA'yı yeneceğini varsayarsak, Beşiktaş'ın Wolfsburg galibiyeti, takımımızı grupta 2. sıraya taşıyor. Ardından İnönü'ye gelecek olan takım CSKA. Rus takımı, Wolfsburg'a göre puan alması daha kolay bir ekip. Maçın kolay geçeceğini asla söylemiyorum.

Son maça, ununu elemiş, eleğini asmış Manchester karşısına 7 puanla girerse Beşiktaş, ve UEFA bileti cebinde olursa, çok rahat bir maç çıkarır. Tabii ki de United'in maçı bırakacağını kimse söyleyemez. Ancak Beşiktaş, bir şekilde Avrupa'da yoluna devam ediyor olur. İnönü Stadı'nda seyircisine çok şey armağan etmeli bu takım.

21 Ekim 2009 Çarşamba

ŞL'de Sürpriz Misafirler

Gecede favoriler kaybetti, misafirler mutlu ayrıldı. Bir de Türk imzası vardı Camp Nou'da.


En şaşırtıcı sonuç kuşkusuz, Barça'nın, evinde Gökdeniz'li Rubin Kazan'a yenilmesiydi. Gökdeniz 73'de takımını 2-1'lik galibiyete götüren golü attı.

İnter evinde Schevchenko'lu Dinamo Kiev ile 2-2 berabere kaldı. 3 maçından da beraberlikle ayrılan Mourinho'nun takımı, grubun son sırasında.

Liverpool'da deprem sürüyor. Lyon Anfield Road'da, Torres'siz Liverpool'u 2-1 devirmeyi başardı. Liverpool'un üst üste aldığı 4. mağlubiyet bu.

Fiorentina, Liverpool'u yendikten sonra hem ligde hem ŞL'de toparlandı ve Debrecen'i deplasmanda 4-3'lük skorla yendi. Mutu'nun performansı göz dolduruyor.

Rangers evinde Rumen takımı Unirea'ya 4-1 yenildi. Sevilla'da deplasmanda kazanan diğer bir ekip. Stuttgart'ı 3-1'le geçtiler.

Arsenal AZ Alkmaar ile deplasmanda berabere kalırken, gecenin evinde gülen tek takımı Olimpiakos oldu. Standard Liege'i 2-1 mağlup ettiler.

19 Ekim 2009 Pazartesi

TSL'de 9. Hafta



Haftanın ilk maçlarından Beşiktaş-Kasımpaşa maçı, ilginç anlara sahne olsa da Beşiktaş'ın galibiyetiyle sonuçlandı. Nihat çok uzun bir aradan sonra, İnönü Stadı'nda golle buluştu. Karşılaşmanın son dakikalarında 2 kırmızı kartın verdiği tedirginlikle zorlanan Beşiktaş, 2-1'lik skorla sahadan ayrıldı.



Ve Fenerbahçe, kendi rekorunu kırdıktan 1 hafta sonra, öne geçtiği karşılaşmada, son 10 dakikada mağlup duruma düştü, ilk yenilgisini Gaziantepspor'dan aldı.




Semih'in golüyle 25. dakikada öne geçen Fenerbahçe, 65 dakika skoru koruma yöntemine gidince, Alex ve Guiza'nın eksikliğiyle birlikte bunu başaramadı. Daum için yapılan, sadece ligde başarılı olacağı yönündeki eleştiriler yeniden gün yüzüne çıktı. Antep maçındaki oyunu gördükten sonra haksız da sayılmazlar.




Eski Galatasaray, 2 hafta aradan sonra yeniden sahneye çıktı. Ali Sami Yen'de Trabzonspor'u ağırlayan Galatasaray, Kewell ve Servet'le 2-0 öne geçti. İlk yarı bitmek üzereyken Tayfun Cora, 2-1'e getirdi skoru.




2. yarıda çok çekişmeli bir mücadele gerçekleşti. 54. dakikada Colman sahneye çıktı ve durumu eşitledi. Arda ve Baroş, 69 ve 71'de attıkları golle Sami Yen'i sevince boğdu. 86 da yine Colman Trabzonspor'u beraberlik için ümitlendiren golü attı ama maç 4-3 gibi bol gollü bir skorla sonuçlandı.

Anadolu kulüplerine de yer verelim. Bursaspor, tüm hızıyla galibiyetlerine devam ediyor. Deplasmanda Denizlispor'u 2-1 yenen Ertuğrul Sağlam'ın oyuncuları, zirve takibini sürdürüyor. Es-es bu haftayı oynamadan 3 puanla geçti. Galatasaray'a ilk mağlubiyetini 3-0 lık skorla tattıran Ankaragücü, yine sarı kırmızılı Kayserispor'a 3-0 yenildi.

Önümüzdeki hafta dev derbi Fenerbahçe Galatasaray maçı var. 2 puanlık farkla bu maça girecek olan iki ekipte heyecan dorukta.

16 Ekim 2009 Cuma

Futbol Tarihinin Unutulmaz Sözleri



 "İstatistik mini eteğe benzer çok şey gösterir ama asıl göstermesi gerekeni göstermez." Sir Alex Ferguson

"Biz futbolcular, sürekli üzerimizde çok baskı olduğundan yakınırız. Baskı, ancak evlerine beş peso getirip çocuklarını geçindiremeyen insanların üzerinde olur. Binlerce dolar alıp, sahaya çıkıp oynuyoruz ve ağzımızı açınca stresten bahsediyoruz. Stres bu ülkede, sabahın altısında kalkanlar içindir." Diego Armando Maradona

"Yıldızlarla çalışmak zor değildir,asıl zor olan daha az yetenekli olup da kendisini yıldız sananlarla çalışmaktır." Guus Hiddink

Spiker : Hükümet yetkililerinin futbolla ilgili olması konusunda ne düşünüyorsunuz.
Amokachi: Çok normal, ikimiz de trübünlere oynuyoruz.

Spiker: Hami, penaltıyı kaçırdın ne diyeceksin?
Hami: Canım sağolsun..

"Çok tehlikeli bir yerden korner kullanıyorlar." Bülent Karpat




Gazeteci : "takım yorgun muydu?"
Mourinho : "Yorgun? Günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz euro kazanıp evine dönen baba yorgun olur. Biz değil.."

"Eğer beyaz mendiller sizin için sallanıyorsa fazla endişelenmeyin başkanınız size sahip çıkar. Ancak beyaz mendiller başkan için sallanıyorsa siz en iyisi mi yeni bir yer bulun.'' Boby Rabson

"The only thing true in the turkish newspapers is the date." - "Türk gazetelerindeki tek doğru şey tarihtir." Haim Revivo

"Abi top öyle güzel geldi ki vurmasam olmazdı." Recep Çetin

"Takım içinde karar aldık ve Robben'e bildirdik. sahaya çıktığımızda o kendi topunu getirecek" Wesley Sneijder

"Ne zıplıyosun olm? Sanki benim çektiğim şutu kurtarabileceksin." Recep Çetin, kendi kalesine attığı golden sonra kalecisine

''Ankaragücü - Gençlerbirliği maçını başkent ekibi kazandı." TRT spikeri

"When it doesn't it doesn't." - "Olmayınca olmuyor." Ümit Özat

" Onlar kendi toplarını getirsin. Çünkü bu topla biz oynayacağız. Uruguay milli takım teknik direktörü

14 Ekim 2009 Çarşamba

Kapanış : 2-0



 Milli Takım, 2010 Dünya Kupası'na gidemeyen yolda, son maçını 2-0 kazandı. Fatih Terim'in son maçı Bursa'da Ermenistan karşısında millilerin galibiyetiyle sonuçlandı.




16. dakikada Halil Altıntop ve 28'de Servet'in golleriyle kazanan A milli takımda, 32. dakikada Ceyhun Gürselam 2. sarı karttan, kırmızı kartla oyundan atıldı.

Fatih Terim ile birlikte Rüştü Rençber'de 90. dakikada oyuna girerek, milli takıma veda etti. Hala Beşiktaş'ta oynamaya devam eden Rüştü'nün, amaçsız Ermenistan maçında 90 dakika forma giymesini beklerdim. Sonuçta, emektar-emekli bir kaleci değil Rüştü. Hala ciddi bir sınavda dahi olsa, kalesini güvenle koruyabilecek nitelikte. Futbolu değil milli takımı bırakıyor.

Son olarak; milli takım yeni teknik direktör arayışına girdi. Yerli yabancı tartışmaları arasında bir tercih yapılacak. Siz de anketimize katılarak görüşlerinizi bildirebilirsiniz.

11 Ekim 2009 Pazar

Dünya Kupası Yok, Terim Yok

Bosna, Estonya'yı yenince, Belçik maçı formaliteye dönüştü. Her ne kadar fox spikeri ve Ersun Yanal, alınacak puanların 2012 kura çekimlerinde önemli rol oynayacağını söylese de, milli takımın hiç de öyle bir havası yoktu. Olamazdı da.



Fatih Terim'in istifa edeceği de konuşulmaktaydı. Nitekim öyle de oldu. Federasyon da istifayı kabul etti. Yabancı teknik direktör isteyenler, Rusya'nın teknik direktörü Guus Hiddink diyor. Yerli isteyenler, Terim Napoli'ye Ertuğrul Sağlam Milli Takıma diyor.

Her iki durumda da tartışmalarla milli takıma zarar vereceğimiz kesin. Yabancı isteyenler Türk teknik adam gelirse, Türk çalıştırıcı isteyenler yabancı gelirse, yaygarayı koparacak.

2012'ye gitmek için; bu kadar kaliteli oyunculara sahip bir milli takımı çalıştırmayı birçok yabancı teknik adam ister. Özellikle Fatih Terim'in çalıştırdığı milli takım, duygu yüklemesiyle başarılar elde etmişti. Yabancı teknik direktörün taktik verme kabiliyeti bu açığı nasıl kapatır, eğer yabancı teknik adam gelirse göreceğiz.

10 Ekim 2009 Cumartesi

Haftasonu Futbol

Dünya Kupası grup eleme maçları bu haftasonu oynanacak. A milli takımımız Belçika'da. Önce Estonya'dan gelecek Bosna-Hersek'in puan kaybını bekleyecek. 19:00'de başlayacak Estonya Bosna-Hersek maçından istediğimiz sonuç gelmezse, Belçika maçı bizim için formalite maçı haline gelecek.

3. grupta Çek Cumhuriyeti, komşu Slovakya'nın eline bakıyor. Slovakya'nın Slovenya'yı yenmesi Çekler için çok önemli. Çünkü Slovenya son maçını San Marino ile oynayacak.

Cristiano Ronaldo'nun takımı Portekiz'in işi de iki kuzey Avrupa ülkesine kalmış durumda. Danimarka ve İsveç eğer beraberlikle bitirirse, Portekiz'in Macaristan'a bol gol atması gerekecek.

İngiltere'nin garantilediği grupta Ukrayna ile Hırvatistan çekişiyor. Hırvatistan'ın haftasonunda maçı yok. Ukrayna garantilemiş İngiltere'yi yenerse, Hırvatistan'ın üzerine çıkıyor.

Düğümün büyük kısmı bu haftasonu çözülecek gibi gözüküyor. Özellikle A milli takımımız için Bosna'nın puan kaybından başka çıkış yolu yok. İzleyip göreceğiz.

8 Ekim 2009 Perşembe

Bank Asya'ya Gök(çek) Taşı Düştü



Ankaraspor Bank Asya 1. Ligine düşürüldü. Oynadığı 4 maçta 3-0 hükmen mağlup sayıldı. Bundan sonraki maçlarda da 3-0 mağlup sayılacak. Bu durum Antalyaspor a 3(0-1), Gençlerbirliği'ne 2(1-1) ve Gaziantepspor'a 2 puan kazandırdı. Ankaraspor'un son oynadığı rakibi Galatasaray zaten 2-1 yenmişti.

Her hafta 1 takım maç oynamayacak. Bu durumda görünen en dezavantajlı takım Beşiktaş. Ankaraspor'u takip eden Beşiktaş, her maçında 2 hafta dinlenmiş bir takımla karşılaşacak.

Ankaraspor Fair Play Ligi'nden çıkarıldı. Naklen yayınlardan aldığı para, 4 maç için tutan bedel çıkarıldıktan sonra TFF'ye iade edilecek.

Ankaraspor için özel transfer dönemi açıldı. 7-23 ekim tarihleri arasında futbolcularını UEFA'ya bildirerek satabilecek. Ankaraspor, Türkiye Kupası'nda mücadele etmeye devam edecek.

Ankaraspor, önümüzdeki sezon tekrar Süper Lig'e çıkarsa, o zaman neler olacak, soru işareti. Baba-Oğul Gökçek, Ankara'dan sonra Süper Ligi de karıştırmayı başardı. Kendilerini kutluyoruz.

5 Ekim 2009 Pazartesi

TSL'de Pembe Dizi Gibi Hafta

Ligde 8. hafta geride kaldı. İlk haftalara Galatasaray ve Fenerbahçe'nin performansı damga vurmuştu. Fenerbahçe aynı çizgiden devam ediyor. Galatasaray çöküşte. Son haftaların galibiyet ve gol sıkıntısı çeken takımı Beşiktaş, tek golle 3 puan aldı. Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun istifa etti. Namağlup takımlardan Es-Es'de evinde Kayserispor'a yenildi.



Uefa'nın internet sitesinde en dikkat çekici takımlar arasında yer alıyordu Galatasaray, Sturm Graz maçından önce. O maçtan önce de evinde Es-Es'e takıldı Cimbom. Kaza diye yorumlandı. Ama bu hafta Ankaragücü 80. dk.dan sonra 3 gol bulup korkulan takımı yıktı.




7 maçlık yenilgisiz başlangıç rekorunu bu hafta Gençlerbirliği galibiyetiyle kırdı Fenerbahçe. Taraftar da "Kendi Rekoruzu Kendimiz Kırarız" demiş. Daha önce 12 maçlık bir serisi var yine Daum döneminde ama o 3-14. haftaları arası. Aradaki Twente mağlubiyeti olmasa, çok daha güzel şeyler söyleyebilirdik Fenerbahçe için. Neyse ki o mağlubiyeti Sherriff maçıyla telafi etti.




Haftalardır gol sıkıntısı çeken Beşiktaş, CSKA deplasmanında son dakikada golü buldu ama puan için yeterli değildi. Haftasonu İnönü'de Denizli'yi ağırladı. 8,5 milyon avroluk transfer Tabata'nın golüyle haftalar sonra kazanmayı başardı.




Ve son. Sivasspor - Bülent Uygun beraberliği 7 yıl sonra bitti. Şampiyonlar Ligi'nden elenmesi, Uefa'dan elenmesi ve ligde aldığı kötü sonuçların ardından, ilk galibiyetine kavuşan Sivasspor, Bülent Uygun'un istifasıyla yeni bir yol çizmeye çalışacak. TSL'de ki ilk istifa diyebiliriz Bülent Uygun için.